The Position of The Other in The Ibn al-Arabi and Mawlana’s Understanding of Religion

Günümüzde, dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan birçok insanın nedenlerle İslâm’a karşı mesafeli olduğu ve din olarak İslâm’ı seçmediği bilinmektedir. Bu durumdaki insanlar, Müslümanlar tarafından nasıl algılanmalıdır? Müslümanların gayrimüslimlere yaklaşımları olmalıdır? Sûfî geleneğin diğer dinlere bakışının geniş bir perspektiften anlaşılması, bu sorulara cevap bulabilme noktasında büyük katkı sağlayacaktır. Öncelikle, ontolojik ötekileştirmeyi reddeden İslâm’ın tasavvufî yorumunun, mensupları arasındaki çatışmanın çözümü için adres olabileceği tarihi tecrübelerle sabittir. İbnü’l-Arabî Mevlânâ çok kültürlü dinli dünyada, özünde her şeyin hakîkatinin olduğunu müşâhede ettiklerinden bütün insanlığı birlik beraberliğe, sevgi, hoşgörü barışa çağırmışlardır. Ötekileştirme gayretlerinin hâkim günümüz dünyasında, merkezli görüşe ne kadar muhtaç olduğumuz son derece açıktır. çalışmada, çeşitli inançların sorunsuz şekilde arada yaşayabilmelerinde, gibi sûfî şahsiyetlerin kültür düşünce yapısının bilinmesinin sunacağı vurgulanmaya çalışılmıştır.